Tükendi
Gelince Haber VerCevşen'ül Kebir Duasının Tamamının Yazılı Olduğu Zırh Biblo
CEVŞEN DUALI BİBLO ZIRH
Büyük Türk Devletleri ve Osmanlı Devleti zamanlarında askerlerinin zırhlarına yazılarak onların korunmalarını ve savaşlardan sağ salim dönmelerini sağlayan çok faziletli Cevşenli Dualı Biblo Zırh duasını artık sizler için hazırlanan temsili zırh biblo ile evinizde, ofislerinizde kullanabilir ve sevdiklerinize hediye edebilirsiniz.
CEVŞEN'ÜL KEBİR DUASI FAZİLETİ
Duâ, zikir ve salâvatın Müslümanın hayatında çok mühim bir yeri vardır. Duâ, kulluğun özü, ibâdetin beyni, mü’minin silâhıdır; mü’minin her zaman başvuracağı bir güç kaynağıdır. Duânın bu öneminden
dolayıdır ki Cenâb-ı Hak, kullarını duâya dâvet eder ve yapılacak duâları cevapsız bırakmayacağını bildirir. Bu İlâhî dâvetlerden üçü şu meâldedir:"Bana duâ edin, size cevap vereyim." Mü’min, 40:60 "O, îman eden ve güzel işler yapanların duâlarına cevap verir." Şura. 42:26 "De ki: ‘Duânız olmazsa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var?" Furkan, 25:77 Allah’ı çok zikretmek hususunda da birçok âyet ve hadis vardır. Cuma Sûresinin 10. âyetinde meâlen, "Allah’ı çokça zikredin ki, kurtuluşa eresiniz" diye buyuran Rabbimiz, bir başka âyette ise, meâlen şöyle buyurur:"Beni zikredin ki, Ben de sizi rahmetimle anayım." Bakara, 2:15 İşte, en güzel duâların ve zikirlerin bulunduğu "Hizb-ü Envâri’l Hakâikı’n Nûriye" isimli bu eser, Rabbimizin emrettiği zikir ve duânın mükemmel bir şekilde gerçekleşmesi için enbüyük bir vesiledir. Bediüzzaman Hazretlerinin, Mecmuatü’l Ahzab ve Risâle-i Nur gibi hakikatlerden derlediği bu eserde yedi bölüm bulunmaktadır.
Birinci bölümde, okunması çok sevaplı ve faziletli olan sûreler ve namazdan sonra okunan aşirler bulunmaktadır. Kur’ân’ın en faziletli sûrelerinden olan Yâsin, Fetih, Rahmân, Mülk ve Nebe’nin bulunduğu bu bölümde ayrıca Lâyestevî ve
Amenerrasûlü aşirleri de vardır. Birçok hadis-i şerifte bu sûrelerin ve aşirlerin faziletlerinden bahsedilmiştir.
İkinci bölümde, Peygamber Efendimizin (a.s.m.) en büyük duâsı olan Cevşen bulunmaktadır. Bu büyük duânın Peygamberimize verilişini anlatan şu hâdise, aynı zamanda ehemmiyetini de ortaya koymaktadır: Peygamber Efendimiz, zırhını giymiş, Uhud Dağına gidiyordu. Hava çok sıcaktı. Bir ara başını kaldırıp gökyüzüne baktı ve Allah’a duâ etti. Birden, açılmış gök kapılarından Cebrâil’i (a.s.) gördü. Hz. Cebrâil nurlara bürünmüştü. Resûlullah’a, "Cenâb-ı Haktan sana selâm, tahiyye ve
ikram getirdim" dedi. Peygamber Efendimiz selâmını aldıktan sonra, Cebrâil (a.s.) getirdiği duâyı takdim etti ve şöyle dedi: "Üzerinden zırhını çıkar ve bu duâyı oku. Bu duâyı üzerinde taşır ve okursan zırhtan daha büyük tesiri vardır." Her an ve her fırsatta ümmetini düşünen Peygamber Efendimiz, "Bu duânın tesiri sadece bana mı mahsus,yoksa ümmetime de şâmil mi?" diye sordu. Cebrâil (a.s.) şu müjdeyi verdi:
"Yâ Resûlallah! Bu duâ, Cenâb-ı Allah’ın sana ve ümmetine bir hediyesidir. Bunun sevabını Allah’tan başka kimse takdir edemez." (Ahmet Ziyâeddin Efendi, Mecmuatü’l-Ahzab)
Üçüncü bölümde, Şâh-ı Nakşibend Hazretlerinin (k.s.) tanzim ettiği Evrâd-ı Kudsiye bulunmaktadır. Bu evrâdın yüz hâsiyeti ve faydası bulunduğunu belirten Bediüzzaman Hazretleri, Şâh-ı Nakşibend’in bu duâyı, Peygamber Efendimizden (a.s.m.)
mânâ âleminde ders aldığını belirtmektedir. Bu evrâdın büyük bir kısmı âyet ve hadislerdeki duâlardan meydana gelmiştir
Dördüncü bölüm, en mükemmel ve en câmi salâvatların bulunduğu, Delâili’n-Nur’dur. Peygamber Efendimize (a.s.m.) salâvat getirmeyi emreden şu hadisler, bu bölümün ehemmiyetini de ortaya koymaktadır:"Kıyâmet Gününde benim şefaatime en çok lâyık olanlar, bana en çok salâvat getirenlerdir." Tirmizi, Salat: 352 "Asıl cimri o kimsedir ki, yanında benim adım anıldığı halde, bana salâvat getirmez." Tirmizi, Daavât: 101 "Kim bana bir defa salâvat getirse, Allah ona on misli rahmetini ihsan eder." Ebû Dâvud, Vitr: 26
Beşinci bölümde, Hazret-i Osman’ın (r.a.) tanzim ettiği Münâcâtü’l-Kur’ân bulunmaktadır. Bu evraddaki duâ cümleleri, doğrudan doğruya âyetteki ifâdelerden alınmıştır. Üstad Bediüzzaman bunun hakkında, "Bu münâcat, aynen Cevşen ve Celcelûtiye gibi gayet kudsîdir; ve âyetlerin sarîh lâfızlarını alması cihetiyle onlardan daha yüksektir" demektedir.
Altıncı bölüm, Tahmidiye’den meydana gelmektedir. Allah’ın ihsan ettiği nimetler için çok geniş ve küllî hamdleri içine alan bu evradın, pek çok maddî ve mânevî hastalığa da şifâ olduğu belirtilmektedir.
Yedinci bölümdeki Hulâsatü’l-Hülâsa, Allah’ın varlığına ve birliğine, kâinatın ve içindeki mevcûdâtın şehâdetlerini ihtivâ etmektedir. Ayetü’l-Kübrâ Risâlesinin özeti hükmünde olan bu bölüm hakkında Üstad Bediüzzaman, "Ara sıra bazı vakitte okunsa güzel olur,
îmana kuvvet verir" demektedir. Bu duâların tercümesini farklı bir şekilde basmayı uygun bulduk. Kullanımı kolaylaştırmak ve okuyanların zamanla mânâsına vâkıf olabilmeleri için orijinal metinle anlamını karşılıklı sayfalarda verdik. Ayrıca metinlerin transkripsiyonlu şekilde Türkçe yazılışlarını da verdik ki, metinlerde okuma zorluğu çekenler için yardımcı olsun. Ümit ederiz, hayırlara vesile olur.