İLM-İ CİFİR
Ürün Özellikleri :
Cilt Durumu: Ciltsiz
Yazar : H.Mustafa Varlı
Yayınevi : Esma Yayınları
Sayfa Sayısı : 266
Sayfa Kalitsi : 2.Hamur
Kapak Kalitesi : Karton Kapak
Ebat : 13.5 x 19.5
Ağırlık : 202 gr
ÖNSÖZ
Kitabın yazan olan Muhuddin-i Arabi', Yüce Allah'ın yazgısına göre ekilmiş olan, kader tohumlarının bir geçiş döneminden sonra, yaratılmış bir beşere duyduğu sevgisini
ilahi Aşka çevirme çabalan sonucunda tüm kâinata duyduğu hayranlığı yüreğinden aklına, oradan da diline kelam olarak dökülmeye başladığı andan itibaren gayb sırlanna karşı
duyduğu merak ve hayranlığının ince ve titiz bir öğrenme ile araştırmanın sonucu olarak bizlere ilm-cifîri kazandırmıştır. Mütercime bundan sonraki yapacağı çalışmalarda yüce
Allah'dan başarı dileriz. Başarı şüphesiz ki yüce Allah'tandır.
ESMA YAYINLARI MUSTAFA VARLI
İLMİ CİFÎR VE KAİDELERİNİN TRANSKRİPSİONU İLE GİZLİLİKLERİNİN ŞERHİ VE HAVASI
İnsanoğlu yaratılışının başlangıcı olan Adem (a.s.)'dan beri hep yasaklarla sırlara karşı dâima merak ve istekli olmuştur. Cenabı Allah (c.c.) Kuranı Kerimin Bakara suresi 35. ayeti kerimesinde mealen şöyle buyurmuştur. "Ey Adem, sen ve eşin cennete yerleşin ve ondan dilediğiniz yerde, bol bol yiyin. Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zulme sapanlardan olursunuz." Buna rağmen insanın yasaklara ve sırlara karşı dâima meraklı olması onun öğrenme hırsını körükleyip kendisine pek yarar sağlamasa da sırlan bilme isteğine körü körüne hırsla kaptırmıştır. Bu kapılış çoğu zaman ona yarardan çok zarar vermiştir. Nitekim Ayetin devamında bu merakın Ademin ve eşinin cennetten kovulmasına yol açtığını
Kur'andan hikmetle ders alarak öğreniyoruz.
Daha sonraki zamanlarda yeryüzünde insanlar çoğaldıkça yaratılışında bulunan bu merak ve öğrenme isteği, bu körü körüne kapılış, insanları iki ayrı gruba ayırmıştır. Bu gruplardan biri Ruhaniyeti seçip kendini ona adamış, diğeri ise nefse köle olup ona hizmet etmiştir; Ama biline ki tüm sırların sim olan yüce Allah sırlarını sadece kendi seçtiğine açmıştır. Nitekip yine Kurandan öğreniyoruz ki yüce Allah (c.c.) Bakara suresinin 31, 32. ve 33. ayetlerinde mealen diyor ki; "Ve Ademe isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere sunarak şöyle sordu: "Hadi, haber verin bana şunlann isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz. Dediler ki: Yücedir Senin şanın Senin bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yoktur bizim. Sen, yalnız sen Alimsin, herşeyi en iyi şekilde bilen de, şüphesiz sensin Hakim olan da sensin. Allah (c.c.) buyurdu: "Ey Adem haber ver onlara anlasın isimlerini." Adem onlara isimleri söyleyince, Allah (c.c.) şöyle buyurdu: "Dememiş miydim ben size ki ben, göklerin ve yerin gaybını en iyi bilenim. Ve ben sizin açığa vurduklarınızı da saklıya geldiklerizi de en iyi biçimde bilmekteyim." Buradan da anlıyoruz ki yüce Allah sırlarını dilediğine hikmetle öğretmektedir. Bunlar öyle kişilerdir ki Rabbin salih kullandır. Bu kullan ki onu her zaman övgüyle zikreder ve Rabbin doğru yolundan ilerlerler. Bu kişiler insanlığa peygamberdir, enbiya ve evliyadır, imamdır, şeyh'dir, hoçadır ve bazısı da gerçekten sırdır.
Allah (c.c.) hepsinden razı olsun. İşte büyük ve hürmetli olan bu zatlar insanlığın ve Alemlerin hikmetli sırlarını öğrendikçe coşmuş, hayranlıkları bir kat daha artarak huşu içinde Rabbe secde etmişlerdir.
Onların bu çalışmaları sırasında kalplerinden dillerine dökülen ledüni sırlan insanlar kapışarak almışlar ve bu sırların değerini bilmekten onlan koruyamadan çevrelerine sorumsuzca dağıtmışlardır. Ama bu davranış onlara yarar getirmemiş bilakis onlann ve toplumun zaranna olmuştur.
Biline ki gayb sırları insanlara her zaman yarar getirmez, hele onu haketmeyen kişilerin ellerini yakar. İşte bu gerçeğin yanında bir de bu sırlan yüreklerindeki sevginin coşkusundan masumca hayranlıklanndan dile getiren o büyük ve hürmetli zatlann acı sonlannı da getirmiştir.
Allah bu yüce ve temiz zatların sırlannı yüceltsin makamlannı artırsın. Bilinmelidir ki anlaşılmaz sırlar halkta fitne çıkmasına neden olur. Fitne ise halkı galyana getirerek kontroldan çıkarır işte bu sırada fırsat bekleyen fırsatçılar kalplerindeki kurduklan çirkin pilanlarını eylem haline sokarak kendilerine çıkar sağlarlar. Sonuçta halk pişman olsa da olanlar olur ve nice büyük ve kıymetli değerler yitirilir. Tıpkı Hallacı Mansur Muhiddin İbn-i Arabi ve Tebrizli Şems gibi. Ama burada özellikle belirtmeliyiz bunlar, her şeyi kuşatan yüce Allah’ın takdin üe onun yazdığı yazgısına göre olur.
Buradan çıkarılacak sonuç sadece nasipsiz gönüllerin zararıdır kaybedenler onlardır.
KASİDE
Bizce nice Hallacı Mansurlar
Yok edilse fitneyle
Yüce Allah sırlarını
Verecektir seçtiklerine hikmetle
Alimler kurban verdikçe
Cahillere, daha temkinli
Olmuşlardır dillerinde bu yüzden
Görünüşte kalmasa da hikmetli
Alimler sizce, biz deriz ki:
Batini haliyle aranızdadır ilim sahihleri
hikmetle.