x

750 TL ve Üzeri Alışverişlerinizde Kargo Bedava!

Menü
Dil
:
Sepetim(0)
:
0,00 TL
Üyelik İşlemleri
Şifremi Unuttum
Sepetim

Sahih-i Müslim Muhtasar-1507

: 9786054492138
899,00 TL
Öne Çıkan Bilgiler

Sahih-i Müslim' den seçilmiş Hadislerden Oluşturulmuş Değerli Bir Kitaptır

Sahih-i Müslim Muhtasar

Baskı

Mayıs 2015

Dil

TÜRKÇE

Sayfa Sayısı

1166

Cilt Tipi

Ciltli

ÖNSÖZ


Sünnet; Resulullah (s.a.v)’in, tebliğ, teşrî ve beyana taalluk eden söz, fiil ve tak­rirlerinden oluşmaktadır.
Sünnet; Kur’an’ın mücmelini açıklar, ayetlerini izah eder ve hükümlerini tatbik eder. Bazen zahiren umûm ifade edeni tahsis, zahiren mutlak olanı da takyit edebilir. İşte bu konumuyla sünnet, her zaman Kur’an ile iç içe olmuştur.

Hz. Peygamber (s.a.v)’in, Mekke’de iken hadisleri yazmak isteyen herkese izin vermek istemediği bilinmekle birlikte Resulullah (s.a.v)’den bu konuda izin alan sahabiler, duyup öğrendikleri hadisleri, hem ezberlediler ve hem de yazdılar (Müsned, 2/403)

Hz. Osman’ın şehid edilmesi olayından hemen sonra Havâric ve Galiye gibi siyasî fırkaların, I (7.) yüzyılın sonlarından itibaren Kaderiye ve Mürcie, bir müddet sonra da Cehmiyye ve Müşebbihe gibi mezheplerin ortaya çıkması sebebiyle hadis­lerin tedvin çalışmalarına başlanır. Çünkü bu fırka ve mezhep taraftarlarının, işlerine gelmeyen hadisleri inkar etmeleri, görüşlerini güçlendirmek maksadıyla hadis uydurmaları, hadisleri toplamakla meşgul olan kişileri konu üzerinde düşünmeye ve önlem almaya sevk etmiştir.

I (7.) yüzyılın ilk yarısından itibaren rivayette, isnad konusu gündeme gelmiştir. İsnadın başlamasından itibaren Ehl-i sünnete mensup ravilerin rivayetleri kabul gör­müş, Ehl-i bid’atin rivayetleri alınmamıştır (Müslim, Mukaddime 5).

Bunun sonucu olarak; hadisi bir uzmanlık sahası olarak gören kimseler tara­fından raviler titizlikle takip edilmiş; yaşayışları, dine bağlılıkları ve dürüstlükleri, bid’atle ilgileri bulunup bulunmadığı, özellikle yalan söyleyip söylemedikleri, hafıza­larının zayıf olup olmadığı araştırılmış ve böylece daha I. yüzyılda cerh ve ta’dil ilmi doğmuş, bunun sonucunda ravilerin hal tercümeleri (biyografileri) hakkında geniş bir birikim meydana gelmiştir.

Hadislerin tedvini tamamlanınca, bunların sistemli bir kitap haline getirilmesi ve böylece aranan hadisleri kolayca bulmaya imkan verecek usullerin geliştirilmesi yönündeki çalışmalar ağırlık kazanmıştır.
İlk tasnif çalışmalarıyla tanınan bazı muhaddislerin II. (8.) yüzyılın ortalarında vefat etmesi, bu çalışmaların aynı yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren hazırlanmış oldu­ğunu göstermekte, dolayısıyla tedvin ve tasnif işlerini kesin bir çizgiyle birbirinden ayırmaya imkan bulunmadığını ortaya koymaktadır.

III. (9.) yüzyılında hadis kitaplarında değişik ihtiyaçlara göre muhtelif sistemler uygulanmıştır. Bunların en yaygın iki şekli hadislerin ravi adlarıyla (ale’r-Ricâl) ve konularına (ale’l-Ebvâb) göre tasnif edilmesidir.

Konularına (ale’l-Ebvâb) göre tasnif edilen kitaplar ise Musannefler, Cami’ler ve Sünenlerdir.

Ravi adlarıyla (ale’r-Ricâl)’e göre hazırlanan kitaplar, Müsnedler ile Mu’cem- lerdir.

Müslim’in "Sahîh"i, konularına (ale’l-Ebvâb) göre tasnif edilen kitaplar içeri­sinde yer almaktadır. Müslim, kitabının "Mukaddime" kısmında, tekrarlardan imkan nispetinde kaçtığını belirtmekle birlikte hiç tekrara yer vermeğini de söylememiştir.

Müslim’de tekrarlarıyla birlikte 7275 hadis bulunmaktadır. Muhammed Fuad Abdulbaki (ö. 1377/1958)’nin, Müslim’e yaptığı tahkikli neşirde tekrarları tespite bü­yük önem verir onları teker teker göstermeye çalışır.

Müslim’in kitabı, 54 ana bölümden ve bablarının sayısı ise 1322’dir. Tekrarlar hariç 3033 hadis var denilse de bu hadisler içerisinde 137 tane hadis tekrar edilmiş­tir.
Müslim, kitabına aldığı hadisleri, prensip olarak konularına göre tanzim etmiş­tir. Yalnız bu işi yaparken de, bir hadisin bütün farklı senet ve metinlerini bir arada toplamayı ön plana almıştır. Böylece bir hadisi; tam olarak ihata ve kavrama imkanı olmakta, tekrar edilen hadisler en aza indirilmiş ve hadisler bölünmeye uğramadan tam olarak verilmiştir.

Müslim, kitabına aldığı hadisleri, bizzat işiterek aldığı 300 binden fazla hadis içerisinden seçtiğini, kitabına delilsiz hiçbir şey koymadığını ve hiçbir şeyi de delilsiz kitabının dışında tutmadığını belirtmiştir. Kitabındaki hadisler, sıhhati hususunda hocalarının icma ettikleri hadislerdir.

Müslim’in kitabı, tertip güzelliği ve rivayet inceliklerinde gösterdiği hassasiyet ve asla sadakat konularında Buhârî’nin "Sahîh"inden daha makbul görülmüştür.
Müslim’deki bu hadisler, genelde ezber ve sağlamlık yönünden orta seviyedekilerin rivayetleri ve zayıf ravilerin rivayetleri olmak üzere üç gruptur. Takip ettiği metot gereği, ezber ve sağlamlıkla tanınmış ravilerin rivayetlerine öncelik vermiş, sonra da hadisin diğer geliş yollarına işaret etmek üzere öteki iki gruba dahil ravilerin rivayet­lerini nakletmiştir. Sahihte asıl olan ilk rivayetlerdir.
"Sahih-i Müslim", İslâm alemine İbrahim b. Muhammed b. Sufyan rivayetiyle yayılmıştır. Mağrib ülkelerinde bu rivayetle birlikte Ebu Muhammed Ahmed b. Ali el-Kalânisî rivayeti meşhur olmuştur. Sahih üzerine çalışmalar yapan iki meşhur alim, Kadı İyaz ile Nevevi’nin rivayet yolları da el-Kalânisî’nin rivayetine ulaşır.

"Sahih-i Müslim"in tertibi, çok güzel olmakla birlikte, ya ihtisar düşüncesiyle ya da daha başka sebeplerle İmam Müslim tarafından, Buhârî’nin bab başlıkları gibi bablara ayrılmamıştır. Bablarına, fıkhî hükümler yerleştirilmiş de değildir. Alimler bunu babın ihtiva ettiği hadisten faydalanmayı okuyucuya bıraktığı şeklinde yormuşlardır. Bugün elde bulunan Müslim nüshâlarındaki bab başlıkları Nevevî tarafından konulmuştur.

Müslim’in, kitabına hadis almadaki asıl gayesi; fıkıh değildir. Onun asıl gayesi, fıkıh yapmak değil, hadislerin senedlerini bir araya getirmektir. Dolayısıyla bir hadisin çeşitli geliş yolları ve metinleri hakkında bilgi edinmek Buharı’de problem oluşturmakta iken bu husus Müslim’de çok kolaydır. Çünkü bir hadisin ne kadar geliş yolu ve farklı metni varsa hepsini bir arada kaydetmektedir.

"Sahih-i Müslim"in bir özelliği de, mevkuf rivayetlere nadir olarak yer verme­sidir. Bu tür rivayetler ancak rivayetin bağlamı içinde gelmişse verilmiştir. Sayıları, son derece azdır. Aynı şekilde mu’allak hadislere de yer verilmiştir. Müslim hadisle­ri içinde sadece 17 (veya 14 ya da 12) muallak rivayete rastlanır. Hatta "Sahih-i Müslim"de 14 tane maktu’ hadis olduğu eleştirisine cevap olarak bu konudaki hadisleri vasletmeye yönelik olarak Reşiduddin Yahya b. Ali el-Attâr "Gureru’l- fevâidiT-mecmûa fî beyâni mâ veka’a fî Sahîh-i Müslim mine’l-ehâdisiT- maktû’a" adlı eserini yazmıştır.

İmam Müslim’in kitabına aldığı eserler, genellikle merfu hadislerdir. O, Buhârî’de bulunmayan 820 merfu hadisi de kitabına almıştır.
Müslim, Buhârî’den hiç hadis rivayet etmemiştir.

Çeşitli zamanlarda Müslim üzerine "Muhtasar" çalışmaları yapılmıştır. Bunlar içe­risinde en meşhur olanı; Münzirî ile Kurtubî’nin muhtasar çalışmalarıdır. Münzirî’nin eserinde 2179 hadis yer alırken, Kurtubî’nin çalışmasında ise 2934 hadis bulunmaktadır.

"Sahih-i Müslim" üzerine yaptığımız bu ikinci çalışmamızda ise 1879 hadis ve 1268 bab bulunmaktadır. Müslim üzerine yaptığımız diğer çalışmamızda hadislerin açıklamalarına yer verdiğimiz için bu çalışmamızda, çok az açıklama hariç genellikle açıklamalara yer verilmemiştir. Açıklama yapılan yerler ise, konu içerisinde anlatılan meselenin açığa çıkmasına yöneliktir. Diğer çalışmamızda, gerekli olan yerlerde ha­dislere açıklama yaptığımız halde burada genellikle açıklama yapmaktan kaçınma­mızın nedeni; okuyucuyu, muhtasar bir şekilde hazırlamış olduğumuz bu "Sahih-i Müslim" çalışmasıyla baş başa bırakmaktır.
Müslim üzerine yapılan bu ikinci muhtasar çalışmamızda yer alan hadislerin hepsi, hem Arapça ve hem de Türkçe kısmı yeniden numaralandırılmıştır. Hadisler seçilirken, az önce de belirtildiği üzere daha çok Müslim’in "Sahîh"te takip ettiği metot gereği, ezber ve sağlamlıkla tanınmış ravilerin rivayetlerine öncelik verilmiş, sonra da diğer iki gruba dahil ravilerin rivayetlerinden tercih edilmiştir. Çünkü "Sahîh"te asıl olan, ilk rivayetlerdir.

Hadisin senedi uzun yer kaplayacağı için, gerek hadisin Arapça metninde ve gerekse de Türkçe metinde sadece hadisi rivayet eden son kişinin ismine yer verilmiştir.

Gerek hadisin Türkçe metninde ve gerekse açıklamalarda geçen kelimelerin daha iyi anlaşılması için kitabın sonuna sözlük konulmuştur.

İmam Müslim’i tanıtma mahiyetinde onun Bayatı, eserleri ve hadis ilmindeki yeri hakkında kısa bir açıklamaya yer verilmiştir.

Hadis kaynaklarının tespitinde Concordance usulü esas alındığı için, biz de bu çalışmamızda aynı usulü esas aldık ve dolayısıyla Müslim üzerine yaptığımız bu çalışmada yer alan hadisler, Concordance usulüne göre verilmiştir. Concordance içe­risinde yer almayan hadislerin, nerede geçtiği çoğunlukla tespit edilerek bu eserlerin bazen cilt ile sayfa numarası gösterilmiş ve bazen de sayfa numarası yerine parantez içerisinde hadis numarası verilmiştir. Çalışmada kullanılan eserlerin neler olduğunu gösteren liste ise kitabın sonunda "Kaynakça" başlığı altında sıralanmıştır.

Eserin tercümesi esnasında hadisin orijinal metnine bağlı kalınmıştır. Zaman zaman kastedilen mananın okuyucu tarafından iyice anlaşılması için "anlaşılabilir" bir dille serbest davranıldığı da olmuştur.

Azami dikkat ve gayretlere rağmen, farkında olunmadan tercüme hataları olabi­lir. Yapıcı eleştiri ve uyarılara her zaman ihtiyaç duyduğumuz ilim sahipleri ile bütün okuyucularımızın tenkit, uyarı ve katkılarına şimdiden şükranlarımı sunacağımı belirtmek isterim.
Çalışmalarımda hep samimi desteğini gördüğüm ve hadis alanında Türkiye’nin önde gelen hadis hocalarından biri olan Prof. Dr. Zekeriyya Güler Bey’e, her za­man yakın ilgi ve desteklerini gördüğüm değerli dostlarım Zekeriyya Efiloğlu’na, Mithat Sevin’e, M. Hanifi Yılmaz’a, Haşan Hüseyin Şıvgan’a, Hüseyin Kavuncu’ya, Abdulkadir Ermutaf’a, Mehmet Sever’e, Remzi Yılmaz’a, Zabit Kekeç’e, Mustafa Yıldız’a, Levent Ilhan’a, Selahattin Dölek’e, Mehmet Bilgiç’e, Cemal Gülistan’a, Cu- mali Borazan’a, Mustafa Yıldırım’a, Metin Mengilli’ye, Mehmet Kara’ya, Bayram Bal’a, Humeyra Demir’e, tercüme edilen metinleri büyük bir özveriyle baştan sona okuyarak değerlendirmelerde bulunan Ayşe Demir’e, içindekiler bölümünü hazırlayan Salih Kendirli’ye, çeşitli illerden arayarak görüşlerini benimle paylaşan değerli okuyucularıma ve ismini burada belirtemediğim daha bir çok dostuma ve son olarak, hadis kitapları içerisinde önemli bir yere sahip olan bu değerli eserin hazırlanıp kısa zamanda okuyuculara ulaştırılmasında büyük emeği geçen Polen Yayınları’nın sahibi değerli dostum Feyzullah Birışık’a şükranlarımı arz ederim.

Bu mütevazi çalışmamızdaki gaye; Kur’an’dan sonra hadislere ittiba etmemiz, hadislere sadakatten hiç ayrılmamamız, hadisleri hayatımızın her alanında öne almamız ve hadislerin bize açtığı alanı benimsediğimiz oranda model olarak İslâmî bir düşünceye sahip olmayan insanların ürettiği hayat tarzına karşı kendi inancımızı, düşüncemizi ve kısacası hayatımızın her alanını canlanlandırmamız ve bunun için de hadislere olan güveni sarsmadan hadisleri bir hayat tarzının uygulanabilir model kaynağı olmasına katkıda bulunmaktır.

Ümmetin, Buhârî’den sonra ikinci sahih hadis kaynağı olan bu eserden en ye­terli seviyede faydalanmasını temenni ve niyaz ederim.
Çaba bizden, başarı elbette Allah’tandır.

Hanifi AKIN

Şehitkamil / GAZİANTEP 25 EKİM 2005

İMAM MÜSLİM' IN KISA BİYOGRAFİSİ


Ebu’l-Hüseyin Müslim ibnu’l-Haccâc el-Kuşeyrî, h. 202, 204 yada 206 tarihinde Nîsâbûr’da dünyaya gelmiştir. Meşhur Arap kabilesi Kuşeyr’e mensuptur. Lakabı, " Asâkiru’ d-Din" dir.

Çocukluk yılları hakkında pek az bilgi bulunmaktadır. Küçük yaşta iken Arap Edebiyatının çeşitli alanlarıyla ilgilenmiştir.
Bütün hayatını hadise adamıştır. Hadis tahsili için o dönemin ilim merkezleri olan İrak, Hicaz, Şam ve Mısır’a gitmiştir. Birkaç defa Bağdat’a gidip gelmiştir. Bu yolculukları sırasında Buhârî’nin hocaları ile daha bir çok kimseyi dinleme fırsatı bul­muştur. Hadis aldığı kimseler arasında; Buhârî, İshâk b. Râhûye, Ebu Zür’a er-Râzî, Kuteybe b. Saîd, Abdullah ibn Mesleme el-Ka’nebî, Harmele b. Yahya, Ahmed ibn Yunus, Saîd b. Mansûr, Yahya ibn Yahya, Ahmed b. Hanbel gibi kimseler bulun­maktadır.

Kendisinden de Ebu İsa et-Tirmizî, Ebu Hatim er-Râzî, Muhammedh b. İshak ibn Huzeyme ve Ahmed b. Mübarek el-Müstemlî gibi meşhur kimseler de hadis rivayet etmiştir.
İmam Müslim hadis tahsilini bitirdikten sonra Nîsâbur’a yerleşip orada ticaret yaparak geçimini sağlamıştır. Babası Haccâc, bugünün tabiriyle manifaturacılık de­nilen "Bezzâz"la uğraşmaktaydı.
Müslim, ömrünün sonlarına doğru Buhârî’yle tanışmış, dönemin siyasî çekişme­lerinden dolayı herkes Buhârî’den uzaklaşırken Müslim onu yalnız bırakmamıştır.
Müslim, hocası Muhammed b. Yahya ez-Zühlî’nin: ‘Kim Kur’an’ın lafzını telaffuz etmenin mahluk olduğu meselesinde Buhârî’nin fikrine katılıyorsa bizim meclisimiz­den ayrılsın" demesi üzerine, herkesin gözü önünde kalkıp meclisi terk etmiş, hocası Zühlî’den dinlediği hadisleri bir çuvala koyarak hocası Zühlî’ye gönderecek kadar cesur ve hocası Buhârî’ye de bağlı bir kimseydi.
Buna rağmen Müslim, hocası Buhârî’den hadis rivayet etmemiştir.

261/874’de 57 yaşındayken Nîsâbûr’da bir hadisi araştırırken vefat etmiştir.

Sahİh-İ Müslim Muhtasari
Eserleri:
  1.  el-Câmiu’s-Sahîh
  2.  el-Müsnedü’l-Kebîr ala’r-ricâl
  3.  Kitâbu’l-Câmi’ ala’l-Ebvâb
  4.  Kitâbu’l-Esmâ’ ve’l-Kunâ
  5.  Kitâbu’t-Temyîz
  6.  Kitâbu’l-İlel
  7.  Kitâbu’l-Vuhdân
  8.  Kitâbu’l-Efrâd
  9.  Kitâbu’l-Akrân
  10.  Kitâbu Suâlâtihi Ahmed ibn Hanbel
  11.  Kitâbu Hadîsi Amr ibn Şuayb
  12.  Kitâbu’l-İntifâ’ biUhubb’s-Sibâ’
  13.  Kitâbu Meşâyihi Mâlik
  14.  Kitâbu Meşâyihi Şu’be
  15.  Kitâbu Men Leyse Lehu İllâ Râvin Vâhidin
  16.  Kitâbu’l-Muhadramîn
  17.  Kitâbu Evlâdi’s-Sahâbe
  18.  Kitâbu Evhâmi’l-Muhaddisîn
  19.  Kitâbu’t-Tabakât
  20.  Kitâbu’l-Efrâd.

Fazileti:
Müslim, yaşadığı devrin en başta gelen hadis imamlarından birisidir. Şüphesiz ki bunda Buhârî, Ahmed b. Hanbel ve İshak b. Rahuye gibi meşhur hadisçilere talebelik yapmış olmasının büyük payı vardır.
Nesâî, onun hakkında: ‘Ümmet, bu iki kitabın sahih olduğu ve onlardaki hadislerle amel etmenin vacip olduğu üzerinde icma etmiştir’ der.
Hakim en-Nîsâbûrî’de: ‘Gök kubbenin altında Müslim’in kitabından daha sahih hiçbir kitap yoktur’ der.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.