Tükendi
Gelince Haber VerAile meclislerinde rahatlıkla okunup istifade edilebilir. Bu eser ayrıca vaaz meclislerinde notlar alınıp veya konu konu okunup cemaat aydınlatılabilir. Sade bir dil ve akıcı bir usluba sahiptir. Her seviyeden müslümanın vaaz ve irşat kitabıdır. Her konu âyet-i kerimeler ve hadis-i şeriflerle detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Konuyla ilgili birçok hikaye ve kıssalar anlatılmıştır.
Aile meclislerinde rahatlıkla okunup istifade edilebilir.
Bu eser ayrıca vaaz meclislerinde notlar alınıp veya konu konu okunup cemaat aydınlatılabilir.
Sade bir dil ve akıcı bir usluba sahiptir.
Her seviyeden müslümanın vaaz ve irşat kitabıdır.
Her konu âyet-i kerimeler ve hadis-i şeriflerle detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
Konuyla ilgili birçok hikaye ve kıssalar anlatılmıştır.
VAAZ - VAİZ
Abdulkadir AKÇİÇEK
Değerli Okuyucularımız,
Sizlere sunduğumuz bu yeni eser, bir vaaz kitabıdır
Vaizler için de bulunmaz bir inci gibidir.
ve mdash; Vaaz Derken, şu mana akla gelmelidir: Öğüt..
ve mdash; Vaiz.. Derken de, akla gelen şu mana olmalıdır: Öğüt veren..
Öğüt vermek, büyük bir görevdir. Öğüt veren de, bu büyük görevin büyük adamıdır. Onun başında akıl, kalbinde sevgi, nefsinde denge vardır. Başka türlüsü, öğüt vermeye lâyık biri değildir:
ve mdash; Hocanın sözünü tut, gittiği yola gitme..
Sözü, geçerli bir söz olamaz.
Öğüt vermenin, insanlık tarihinde temeli, ve Acirc;dem aleyhisselâmla atılmıştır. Çile Yayınları tarafından neşredilen Yazıcıoğlu Muhammed'in, Muhammediye Kitabı'nda, ve Acirc;dem aleyhisselâmın, oğlu Şit'e şu öğütlerini görmekteyiz :
ve mdash; Sana beş nasihat edeceğim, bunları iyice bil; senden sonraya kalacak çocuklarına da bu öğütleri sen söyle..
BİRİNCİSİ: Yaratılmışlara dayanma; ama kim ve ne olursa olsun. Ben cennete dayandım, güvendim; Yüce Hak da beni ondan uzaklara attı.
İKİNCİSİ: Olmaya ki, kadına güvenesin, ona uyasın. Ben kadına uydum, beni zor durumda bıraktı.
ÜÇÜNCÜSÜ: Daima işin sonunu düşün, eğer ben işin sonunu düşünecek olsaydım, bana bunca perişanlık gelmezdi.
DÖRDÜNCÜSÜ: İçinden gelen acelecilik düşüncesine uyma; daima dikkati, teenniyi elden bırakma. Ben işi aceleye getirdim, işim bozuldu.
BEŞİNCİSİ: İşlerini daima danışmalı yürüt; her yapacağın işi, aynı iş olsalar dahi, yine danışarak yap. Danışmanın çokluğundan zarar gelmez.
N'olurdu ben de yapacağım iş için meleklere danışsaydım; hiç başıma bu belâlar mı gelirdi?.
Son Peygamber Hazret-i Muhammed Mustafa'ya kadar bu öğüt verme görevi daima üst düzeyde yürütülmüş, çoğunlukla peygamberler üstlenmiştir. Ondan sonra da, bu ümmetin bilginleri.. Sunacağımız iki hadis-i şerif, bu manada önemlidir :
ve mdash; ve laquo;Ümmetimin bilginleri, İsrailoğullarının peygamberleri gibidir. ve raquo;
ve mdash; ve laquo; ve Acirc;limler, peygamberlerin manevî varisleridir. ve raquo;
Bu hadis-i şeriflerin delâletine göre, öğüt verme görevini, bu ümmetin bilginleri üstlenmiştir. Ama, nasıl bilgin!.
Bu büyük görevi üstlenecek bilginlerin, öncelikle kendilerini bil-meleri gerekir. Koca Yunus'un da işaret ettiği gibi, ilim sahibi önce kendini bilmelidir. Kendini bilmezlerin sözlerinden ne fayda gelir.
Her peygamber, yaşadığı asrın tüm bilgileri ile donanmış, en mükemmel insandır. Onların vekili, varisi sayılan bilginler de, zamanlarında en mükemmel, en dürüst insan olmaları gerekir.
Fıkıh kitapları
İmam olacak kimsenin, bulunduğu yerde en iyi Kur'an okuması, en temiz, dış görünüşü iyi, sesi güzel, toplum içinde itibarı yerinde kimseler arasından seçilmelidir..
Diye geçer ki, işin önemine işaret eder.
Bazı esas dışında, hiç bir peygamber, kendisinden önceki peygamberin uydusu olarak kalmamıştır. Dinini yenilemiş, kendini yenilemiş, içinde yaşadığı toplumu yepyeni bir hayata kavuşturmuştur: Hem maddî, hem manevî.. Peygamberlerin vekili olan bilginlerin durumu da aynı olmalıdır. Tekâmül kaidesi her zaman için geçerlidir. Geçmiş ne kadar iyi olursa olsun, gelecek ne kadar sıkıntılı olursa olsun; hiç kimse geçmişi yaşamak istemez. Telefonsuz, televizyonsuz bir yaşantıyı kim ister.. İşte öğüt verme durumunda olan kimse, bütün bunları göz önünde tutarak, kendisini ve kendilerine öğütçü olduğu kimseleri gelecek için hazırlamalıdır.
Hazret-i Ali'nin şu cümlesi pek güzeldir; Allah ondan razı olsun :
ve mdash; Çocuklarınızı gelecek zaman için hazırlayınız..
Halk da, ilim sahiplerinin çocukları sayılırlar; onları geleceğe iyi hazırlamaları gerekir.
Arzu edilen manadaki bilginler, ilk asırlarda çoktu. Ashabın hemen hepsi öyle idi. Tabiin de onlar gibi idi. Onlardan sonra bilginler seyrekleşmeye başladı; zaman zaman bulunmaz oldu. Bu arada, çok büyük bilginler de geldiler; gelecekteki tehlikeyi sezdiler, özellikle dinî bilgiler esasa bağlıdır; ve bu sebeple mezhepler kurdular, tarikatlar kurdular, eserler yazdılar. Mezheplerini, tarikatlarını, kitaplarını kendilerinden sonra gelenlere emanet edip gittiler.
Şimdi onlar ayarında bilgin yoktur. Zaman zaman gelen büyük bilginler olsa da onların yerini tutamaz; onları izlemek zorundadır. Bunun gerekçesini açıklamak uzun olur, konumuz da o değil.. Yalnız kısaca şunu arz edelim: Onların esas kaynağa ulaşmak için on kişiyi aşması gerekirken, şimdikilerin belki milyonlarca kişiyi aşması gerek.. Buna kimin gücü yeter?.
Anlatılan manadan ötürüdür ki, son asırlarda gelen haddini bilen büyük bilginler, esasta hep eskileri izlemişlerdir. Yeni yorumları dışında hiç bir şey yapmamışlardır. Yorum için bir sınır yoktur, her zaman serbestir.
Sizlere sunduğumuz bu eser, iki bölümden ibarettir; şöyleki:
a) Dualar..
b) Vaaz Meclisleri..
Dualar bölümünde çeşitli dualar vardır: Hatim duası, yemek duası, nikâh duası gibi.. Tamamı on üç tanedir.
Bu dualar, eski dilde yazılmıştı; şimdiki neslin ondan bir şey anlaması güçtü. Bunun için biz, onlan sadeleştirdik; anlaşılır hale getirdik. Bir insan duâ ederken ne dediğini bilmeli.. Sadeleştirirken, metne sadık kaldık; aslından pek bir şey çıkarmadık.
Tercümemize esas aldığımız eserin baş tarafında, bu duâları hazırlayan zat şöyle tanıtılıyor :
ve mdash; Öğretmen Okulu Farsça Öğretmeni Merhum Seyyid Şeyh Mehmed Tevfik Efendi..
Daha sonra, duaların edebî bir şekilde yazıldığı, beğenilen, makbul dualar olduğu anlatılıyor.
Aynı yerde, Vaaz Meclislerinin yazarı da şöyle tanıtılıyor :
ve mdash; Nasihatçı bilginlerden, faziletli vaizlerden, önde gelen kâmillerden Osman b. Hasan Hubevî.. Melik Kavi Allah ona rahmet eylesin.
Hazırladığı bu eser ise, şöyle tanıtılıyor :
ve mdash; Adı geçen zatın tanzim ve tertip ettiği, vaaz ve nasihatlannı içine alan Tibyanlı Meclis olup bilginler ve öğrenciler arasında :
ve mdash; Dürret'ül-Vaizin.. ( Vaizlerin İnci Kitabı..) diye bilinmektedir; bu isimle meşhur olmuştur.
Bu eser ve yazan hakkında daha fazla bilgi verilmemiştir. Ancak, eserin 49. sayfasındaki TAKDİM yazısında bizzat kendisi biraz daha bilgi veriyor.
Kısaca size tanıttığımız bu eser; yetmiş beş meclistir. Daha çok, geçmişteki bilginlerin değerli eserlerinden derlenmiştir.
Özellikle, tercümesinde çok sade bir dil kullandığımız için, her kesimden kimseler yararlanabilir.
Vaaz etmeye yetkili kimseler, bu eserden notlar alıp meclislerini süsleyebilir; cemaatlerini aydınlatabilirler.
Bu eser, aile meclislerinde dahi, okunabilir. Anlaşılmayan hiç bir yanı yoktur; faydası çoktur. Okuyanın, dinleyenin biraz dinî bilgisi varsa faydalı olur, faydalanır; eksiğini tamamlar.
Bundan sonrası sizlere.. Okuyunuz, okutunuz; Allah'a emanet olunuz.
27 Receb 1404
28 Nisan 1984
Bostancı - İstanbul
• Allah-ü Taââ, kullarım duâ etmeye teşvik için Mü'min suresinin 60. âyetinde şöyle buyurdu :
ve mdash; ve laquo;Bana duâ ediniz; sizin için duanızı kabul ederim. ve raquo;
ÖNSÖZ
Yediren doyuran, esirgeyen koruyan Allah'ın adı ile..
Allah'a hamd olsun, şükürler olsun. İbadet edilmeye, dua için el açılmaya, yalvarılıp yakarılmaya lâyık olan onun Yüce Zat'ıdır. Sebebine gelince: İhtiyaçları yerine getiren, zorlu işlerin kolaylık yollarını açan odur.
İşbu anlatılan sebepten ötürü: Şanı anlatılan Yüce Hakka şükür, kulluk, münacaat, duâ etmek pek yerinde ve lâyıktır.
Allah-ü Taâlâ, kullarını duâ etmeye teşvik için, Mü'min suresinin 60. âyetinde şöyle buyurdu:
ve mdash; ve laquo;Bana duâ ediniz; sizin için duanızı kabul ederim. ve raquo;
"Allah-u Taâlâ, bu güzel vaadi ile, kullarından gelen duaları kabul hedefine ulaştırdığını, çeşit çeşit lütuflarına erdireceğini müjdeleyip sevindirdi; memnun eyledi.
Kesintisiz salât ü selâm; A'raf suresinin 29. âyeti ile gelen:
ve mdash; ve laquo;Dini, Allah'ın zatına has, halis kılarak ona duâ ediniz. ve raquo; Manasını açıklayan, ayrıca:
ve mdash; ve laquo;Allah, günahkârların ah edip inlemelerini sever. ve raquo;
Hadis-i şerifi ile de müjdeler veren Allah'ın sevgilisi kıyamet gününün şefaatçisi Muhammed Mustafa hazretlerinin toprağı pâk Ravza-i Mutahharasına, aydınlık ve mana gülleri ile donatılmış türbesine bolca arz olunur; saygıların da en mükkemmelini ona sunarız.
Sonra, Resulüllah efendimiz:
ve mdash; ve laquo;Allah katında duadan daha güzel bir ikram olamaz. ve raquo;
Sağlıklı emri ile de, ümmetini duâ etmeye, münacaata teşvik edip heveslendirdi; Allah ona salât ve selâm eylesin.
Onun âl ve ashabının dahi ıtır kokuları saçılmış kabir makamlarına binlerce rıza dileğimizi arz eder, çeşit çeşit saygılar sunarız; Allah onlardan razı olsun. Yüce Allah dahi, Maide suresinin 119. Tevbe suresinin 100. Mücadele suresinin 58. Beyyine suresinin 98. âyetinde şöyle buyurdu:
ve mdash; ve laquo;Allah onlardan razıdır; onlar da Allah'tan razıdırlar. ve raquo;
Böylece onların üstün şanlarını yüceltti; ikrama lâyık değerlerini yükseltti, artırdı.
Sonra..
Zaman veriminin seçkini, devran yumurtası. Kuşunun koruyucusu, saltanat göğünün kandili, hilâfet seması çemberinin kutbu, cihan padişahlarının değerlisi, Osmanoğulları Hanedanının seçkini SULTAN ABDÜLHAMİT HAN HAZRETLERİ'NİN üstün devlet sancakları gökteki iki parlak yıldız ferkadan kaldıkça inmesin; devleti için çokça dualarımızı Ülûhiyet makamı dergâhına sunarız. Zira, bu büyük zatın saltanat devrinde tüm insanlar çeşitli nimetlere dalmış, bolca ganimet bulmuş, yardım görmüşlerdir.
Yeri göğü yaratan, insanlardan ve cinlerden yaratılmışların rızıklarını veren, şanı yaratılmışların gelip geçici hallerinden uzak olan Aziz Celil Allah; çok faydalı nimetleri damarlarımıza, adalelerimize can gibi yürüyen ve bizim için uğur bereketi açık Velinimet Hazretlerinin güçlü mutlu yurdunu dünyanın yersiz olaylarından korunmuş gece gündüz arızalarından emin, ömrünü, üstün saltanatını artırsın.
Ayrıca bu duaları biraraya getiren, düzenleyen Nusretiye Camii Vaizi Seyyid Şeyh Muhammed Tevfik kulunu dahi Cenab-ı Hak, affı-na ve mağfiretine daldırsın.
ve Acirc;min!. Emin Nebi hürmetine.. Allah ona salât ve selâm eylesin.
Okumaya Başlama Töreninde Okunacak Dua
Bir çocuğun ilk defa okumaya başlayacağı zaman okunur.
Bismillahirrahmanirrahim
Yediren doyuran, esirgeyen koruyan Allah'ın adı ile..
Allah'a hamd olsun.
Yüce Allah, Nemil suresinin 30. âyetinde şöyle buyurdu:
ve mdash; ve laquo;Bu, Süleyman'dan gelmektedir; Rahman Rahim Allah'ın adı ile.. ve raquo;
Salât ve selâm, efendimiz Muhammed'e olsun; bir hadis-i şerifinde şöyle buyurdu:
ve mdash; ve laquo;Bir tehlikeye düştüğün zaman, şöyle oku:
ve mdash; Yediren doyuran esirgeyen koruyan Allah'ın adı ile.. ve raquo; Onun âline ve ashabına da salât ve selâm olsun. Onlar:
ve mdash; Yediren, doyuran, esirgeyen, koruyan Allah'ın adı ile.. Manasına aldığımız besmele'nin sırlarına ulaşmışlardır.
Harfleri ve kelimeleri yaratan, duruşları ve davranışları, hareketleri, sükûnları icad eden izzet sahibi Yüce Rabbimiz; bu güzel meclisi cümlemiz hakkında iki cihanda gayelerin elde edilmesine sebep, iki âlemde mutluluğu bulmaya sermaye eyleye.. Bu okumaya başlamayı, okunan Kur'an-ı Kerim'i, yüce dergâhında kusurlarımızla kabul eylesin.
Burada okunanlardan hâsıl olan mükâfatı ve sevabı; öncelikle bizzat varlık eserinin besmelesi, meydana gelen sınıf sınıf varlıkların mükemmeli, risalet kitabının başı, nübüvvet nüshasının sonuncusu, Kur'-an harfleri sırları mektebinin edibi, Furkan surelerindeki işaretler minberinin hatibi, efendiler efendisi, kıyamet gününün şefaatçisi Efendimiz Hazretlerinin nurlu, latif, şerif, nazif mesut ruhuna, bütün şerefleri alan kabrine muhtaç halimizle hediye eyledik, Yüce Mevlâ ulaştıra. Duruşlar ve davranışlar sürdükçe, Yüce Allah ona salât ve selâm eylesin."
Dört seçkin sahabe, ansar, muhacirler, pâk zevceler, cennetle müjdeli on sahabe, ashab-ı suffe, Bedir gazasına katılanlar, Uhud gazasında savaşanlar, diğer ashab-ı kiram, hürmete lâyık evlâd hazretlerinin tümden pâk ruhlarına dahi Yüce Mevlâ ulaştıra. Allah onların hepsinden razı olsun.
Ashabı görüp tabi olanların, tabiini görüp tabi olanların, din imamlarının, müfessirlerin, muhaddislerin, ermiş meşayihin, ilminin gereği ile amel eden bilginlerin, ibadet ehli olgun zatların, hafızların, Kur'an-ı Kerim'i ezberleyen herkesin dahi pâk ruhlarına Yüce Mevlâ ulaştıra.
Allah onların kabirlerini nurlandırsın; makamlarını cennet eylesin.
Sonra..
Yüce Mevlâ; okumaya başlayacak olan bu temiz yavrunun bu başlamasını, uğurlu ve mübarek eylesin. Ömrüne bereket, rızkına genişlik. vücuduna sağlık afiyet, zekâsına keskinlik ihsan edip yardım eylesin.
Sonra onu; ilmi ile amel eden bilgin, şükreden zengin, irfan sahibi, ermişler zümresine katsın.
Bu yavrunun ana babasını dahi Cenab-ı Hak, onun çokça mürüvvetini görmekle mesrur ve şad eylesin, cehennem azabından kurtarsın.
Bu mecliste hazır olan din kardeşlerini iki cihanda aziz eylesin; geleceklerini, sonlarını da hayır eylesin. Maddî ve manevî zorluklarını çözsün; kolay getirsin.
Karada ve denizde bulunan tüm Muhammed ümmetine, iki cihanda selâmet ihsan eylesin.
Özellikle kendisine duâ etmek tüm insanlara bir borç olan iki cihanı yaratanın yeryüzünde gölgesi, insanların ve cinlerin sultanı Resul'ün halifesi, Sıddık tabiatlı, Faruk gidişatlı Sultanoğlu Sultan Gazi ABDÜLHAMİD HAN efendimiz Hazretlerini üstün bahtlı tahtında kaim ve sağlık, afiyet sergisinde daim eylesin. Allah, onun saltanat günlerini dünya durdukça durdursun.
Doğruluk üzerine kurulan üstün devlet vezirlerini, karşılıklı samimiyete dayalı büyük saltanat vekillerini; değerli arzusu doğrultusunda başarılı, yerinde istekleri karşısında uygun davranışlı eylesin.
Keremli çocuklarını dahi, uzun ömürlü yaşatsın.
Özellikle nurlu iffet seması sayılan, yüce saltanat beşiği olan iyilik ihsan sahibi Valide Hazretlerini dahi Yüce Allah uzun ömürlü eylesin.
Sonra..
Allah-ü Taâlâ, ömrümüzün sonunda bize iman selâmeti ihsan eylesin; ölümün sıkıntılı hallerini kolay eylesin; son kelâmımızı dahi tevhid kelimesi eylesin.
Yüce Mevlâ, cümlemize cennete girmeyi, cemalini görmeyi ikram eylesin.
Yüce Allah, burada okunan hayırlı duaları kabul hedefine ulaştırarak, kabul olma belirtilerini göstererek iki cihanda cümlemizi sevindirip memnun eylesin.
Bu duamızı, Saffat suresinin 180. 181. 182. âyetleri ile tamamlayalım :
ve mdash; ve laquo;Üstünlük sahibi Rabbın, o bilmeyenlerin isnad ettikleri vasıflardan yana üstün ve temizdir. Gönderilen peygamberlere selâm olsun. ve Acirc;lemlerin Rabbı Allah'a hamd olsun. ve raquo;
Dualarımızın kabulü için, bu mecliste hazır olan kardeşlerin selâmeti için, Allah rızası için: EL-FATİHA..
İÇİNDEKİLER
Vaaz - Vaiz
DUALAR
1. DU ve Acirc;: Okumaya başlama töreninde okunacak
2. DU ve Acirc;: Güzel hat san’atı sahibine verilecek icazet töreninde okunacak
3. DU ve Acirc;: Mufassal hatim duası
4. DU ve Acirc;: Vaaz ve ders duâsı
5. DU ve Acirc;: Zikir meclislerinde ve tekkelerde okunacak dua
6. DU ve Acirc;: Nikâh duâsı
7. DU ve Acirc;: Hacı duâsı
8. DU ve Acirc;: Sakal duâsı
9. DU ve Acirc;: Cenaze duâsı
10. DU ve Acirc;: Arapça hatim duasının tercümesi
11. DU ve Acirc;: Yemek duâsı
12. DU ve Acirc;: Meclisi açış duâsı
13. DU ve Acirc;: Meclisi kapama duâsı
Takdim
1. Meclis: Ramazan ve ramazan orucu
2. Meclis: Oruç tutmaya dair
3. Meclis: İlim üzerinedir
4. Meclis: Duânın fazileti
5. Meclis: Ölülerin diriltilmesi şanında Yüce Hakk’ın kudreti
6. Meclis: Allah yolunda mal harcamak
7. Meclis: Faizin kötülüğü
8. Meclis: a) Yararlı işler b) Namaz kılmak c) Zekât vermek
9. Meclis: a) Allah’ın birliği b) İslâm Dini
10. Meclis: Günahlar için tevbe istiğfar
11. Meclis: Yararlı işlerde ilerlemek ve Receb ayı
12. Meclis: Erkek - Kadın münasebetleri ve hakları
13. Meclis: a) Allah’a ibadet etmek, bir şeyi ortak edip şirk koşmamak b) Ana babaya, akrabalara, yetimlere, çaresiz kalan yoksullar, yakınlığı bulunan komşuya, uzak komşuya, arkada şa. yolda kalmışa, el altında çalışanlara iyilik etmek
14. Meclis: a) Allah'a ve Resulüne itaat b) Allah'ı ve Resulünü sevmek
15. Meclis: Selâm vermek ve selâm almak
16. Meclis: İslâm Dini’nin ikmal edilmesi
17. Meclis: a) İçki, b) Kumar
18. Meclis: Hasedin kötülüğü
19. Meclis: a) İsa aleyhisselâm b) İsa aleyhisselâmın havarileri c) Gökten inen sofra d) Bayram
20. Meclis: a) İyiliğin mükâfatı b) Kötülüğün cezası c) Şevval ayında oruç tutmak
21. Meclis: Duâ üzerinedir
22. Meclis: a) Müminlerin durumu b) İmanın mükemmel olması
23. Meclis: Allah’ın emrine. Resulüllah’ın sünnetine önem vermek
24. Meclis: a) Allah yolunda bir harcama yapmak b) Zekât vermeye engel çıkarmak
25. Meclis: Receb. zilkade, zilhicce, muharrem ayları
26. Meclis: a) Ahde vefa b) Cimrilik c) Cömertlik
27. Meclis: Geçim üzerinedir
28. Meclis: Zalimlerden uzak durmak
29. Meclis: Azap haberi
30. Meclis: Allah’ın bol rahmeti, engin mağfireti
31. Meclis: a) Adalet b) İhsan c) Akrabalara iyilik d) Kötülüklerden uzak durmak
32. Meclis: Miraç üzerinedir
33. Meclis: Allah katında insanın değeri
34. Meclis: Tehecüd namazı üzerinedir
35. Meclis: a) Fakirler b) Zenginler
36. Meclis: Dünyanın varlığına dair
37. Meclis: a) İdris aleyhisselâm b) Salavat üzerine c) Ölüm ve sonrası
38. Meclis: a) Namazı bırakmak b) Kötü arzular peşine düşmek
39. Meclis: Allah’ın emirlerinden yüz çevirmek
40. Meclis: Ölüm üzerinedir
41. Meclis: Kıyamet gününün dehşetli halleri
42. Meclis: Allah’ın iyi kulları
43. Meclis: Yeryüzünde ortaya çıkan fesatlar
44. Meclis: Allah zikri
45. Meclis: Salâvat-ı şerifeye dair
46. Meclis: Emanete dair
47. Meclis: a) Kur'an okumak b) Namaz kılmak c) Allah yolunda mal harcamak
48. Meclis: a) Kötülerin iyilerden ayrılması b) Şeytana tapmak c) Allah yolunda ibadet
49. Meclis: İbrahim aleyhisselâm ile İsmail aleyhisselâm
49. Meclis: a) Eyyub aleyhisselâm b) Belâya sabır
50. Meclis: Cehennem ehlinin durumu
51. Meclis: Cennet ehlinin durumu
52. Meclis: Arş’ın durumu
53. Meclis: Doğruluk üzerinedir
54. Meclis: Tevbe üzerinedir
55. Meclis: a) Allah’ın kullarına olan lütfü, şefkati b) Berat gecesi
56. Meclis: Allah için dostluk bağı kurmak
57. Meclis: Şeytana uymamak
58. Meclis: Kötülükleri bırakıp Allah’ın taatına koşmak
60. Meclis: Beraet gecesi hakkındadır
61. Meclis: Kıyamet gününün dehşet verici halleri
62. Meclis: Ana babaya iyi davranmak
63. Meclis: a) Kötü zan b) Ayıp araştırmak c) Gıybet
64. Meclis: a) Kıyamet alâmeti b) Ayın ikiye ayrılması c) Resulüllah efendimizin mucizesi
65. Meclis: Öbür âlemi düşünmek
66. Meclis: Cuma günü, cuma namazı
67. Meclis: a) Aile fertleri ile cehennemden korunmak b) Cehennem c) Cehenneme tayin edilen melekler
68. Meclis: Tevbenin gerçeği
69. Meclis: Mutluluk bedbahtlık
70. Meclis: Kıyamet günü olacak işler
71. Meclis: a) Temize çıkmak b) Ramazan bayramı
72. Meclis: Zilhicce ayının ilk on gününün fazileti
73. Meclis: Kadir gecesi üzerinedir
74. Meclis: Kurban bayramı hakkında
75. Meclis: a) İhlâs suresi b) Tevhid