Tükendi
Gelince Haber VerAlemlerin Anahtarı Manasına Gelen Çok Güzel Tasavvufi Bir Eser
Allah’ın insanlara açacağı bir rahmeti tutup hapseden olamaz. (Fâtır, 2)
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
Allahım! Ey zatını hamdetmekten âciz olduğumu bilen! Seni övenlerin en ka-mili olan, isim ve sıfatlanılın hakikatini, zatının tecellilerinin inceliklerini bildirdi-ğin, seni kemaline lâyık bir biçimde tanıyan, başkalanna ilham etmediğin hamd sözlerini kendisine ilham ettiğin ve ferdâniyetinin zuhur edeceği ve mazhariyeti-nin ortaya çıkacağı günde de kat kat fazlasını ilham edeceğin zât hürmetine Ona, Onun enfes varlığına, mukaddes kemaline yaraşır biçimde, salat ü selam etmeni, edeceğin salat ü selamlan, onun hissi ve manevî varlık dairelerine ve bu ikisine bağlı olan halk ve emr âlemlerine tamim etmeni diliyorum ki nebilerinden, resul-lerinden, meleklerinden ve sâlih kullanndan kimseyi dışanda bırakma ve bu yüce lutfa onlann hepsi mazhar olsunlar.
Elinizdeki eser, Kâdirilik yolunun önderi büyük mutasavvıf, büyük mürşid Abdülkadir Geylânî Hazretlerinin yaptığı vaaz ve sohbetlerinin , müridlerincederlenmesinden oluşuyor. Geylânî Hazretlerinin tasavvufı yaklaşımını derli toplu bir şekilde içeren bu kitapta, manevi gelişim yollan, kişiyi insan-ı kamil mertebesine yükselten yöntemler, en etkili biçimde doğrudan hitap cümleleriyle öğretiliyor.
Bu kitap, kalbindeki ışığı söndürmek değil beslenmek isteyenler için; görünenin ötesine varmak, gizli olana ulaşmak için kısaca Büyük Mürşid’in dizinin dibine oturmaya karar veren herkes içindir.
Hz. Geylânî’nin üslubu gayet renklidir; her seviyeden anlayış sahibinin istifade edeceği meseleler, öğütler ve kıssalarla bezeli bu rehber kitap, gönüllerimizi yumuşatmaya, eylemlerimize çekidüzen vermeye, Ahiret kaygısını daha da güçlendirmeye vesile olacaksa ne mutlu.
Abdülkâdir Geylânî, künyesi Ebû Muhammed’dir. 1077 (Hicrî 470) senesinde İran’ın Geylân şehrinde doğmuştur. Nesebi Hz. Peygamber’in torunu Hz. Hasan’a dayanır. On sekiz yaşında tahsil için Bağdat'a gönderilmiş olan Abdülkâdir Geylânî, Kadı Ebû Sâid el-Mübarek’in elinden sûfılik hırkasını giydikten ve 1127 (Hicrî 521) senesinde Yusuf el-Hemedânfnin kendisini irşad etmesinden sonra bu şehirde vaaz vermeye başlamıştır. Daha sonra, tekrar vaaz vermeye başlayacağı döneme kadar Kerh kasabasında inzivaya çekilmiş ve yirmi beş sene sürekli ibadetle meşgul olmuştur. Kısa zamanda sayısız müridi olmuş ve şöhreti bölge sınırlannın dışına taşmıştır. 1165 (Hicrî 561) senesinde Bağdat’ta vefat etmiş ve orada defnedilmiştir.
İÇİNDEKİLER
BİRİNCİ SOHBET 13
İKİNCİ SOHBET 20
ÜÇÜNCÜ SOHBET 25
DÖRDÜNCÜ SOHBET 32
BEŞİNCİ SOHBET 37
ALTINCI SOHBET 42
YEDİNCİ SOHBET 45
SEKİZİNCİ SOHBET 48
DOKUZUNCU SOHBET 50
ONUNCU SOHBET 52
ON BİRİNCİ SOHBET 58
ON İKİNCİ SOHBET 63
ON ÜÇÜNCÜ SOHBET 69
ON DÖRDÜNCÜ SOHBET 74
ON BEŞİNCİ SOHBET 79
ON ALTINCI SOHBET 83
ON YEDİNCİ SOHBET 86
ON SEKİZİNCİ SOHBET 91
ON DOKUZUNCU SOHBET 96
YİRMİNCİ SOHBET 100
YİRMİ BİRİNCİ SOHBET 106
YİRMİ İKİNCİ SOHBET 108
YİRMİ ÜÇÜNCÜ SOHBET 115
YİRMİ DÖRDÜNCÜ SOHBET 118
YİRMİ BEŞİNCİ SOHBET 123
YİRMİ ALTINCI SOHBET 127
YİRMİ YEDİNCİ SOHBET 131
YİRMİ SEKİZİNCİ SOHBET 133
YİRMİ DOKUZUNCU SOHBET 138
OTUZUNCU SOHBET 147
OTUZ BİRİNCİ SOHBET 151
OTUZ İKİNCİ SOHBET 155
OTUZ ÜÇÜNCÜ SOHBET 157
OTUZ DÖRDÜNCÜ SOHBET 159
OTUZ BEŞİNCİ SOHBET 162
OTUZ ALTINCI SOHBET 164
OTUZ YEDİNCİ SOHBET 170
OTUZ SEKİZİNCİ SOHBET 175
OTUZ DOKUZUNCU SOHBET 180
KIRKINCI SOHBET 183
KIRK BİRİNCİ SOHBET 187
KIRK İKİNCİ SOHBET 190
KIRK ÜÇÜNCÜ SOHBET 195
KIRK DÖRDÜNCÜ SOHBET 200
KIRK BEŞİNCİ SOHBET 204
KIRK ALTINCI SOHBET 208
KIRK YEDİNCİ SOHBET 210
KIRK SEKİZİNCİ SOHBET 214
KIRK DOKUZUNCU SOHBET 219
ELLİNCİ SOHBET 230
ELLİ BİRİNCİ SOHBET 234
ELLİ İKİNCİ SOHBET 243
ELLİ ÜÇÜNCÜ SOHBET 249
ELLİ DÖRDÜNCÜ SOHBET 254
ELLİ BEŞİNCİ SOHBET 263
ELLİ ALTINCI SOHBET 268
ELLİ YEDİNCİ SOHBET 273
ELLİ SEKİZİNCİ SOHBET 277
ELLİ DOKUZUNCU SOHBET 279
ALTMIŞINCI SOHBET 286
ALTMIŞ BİRİNCİ SOHBET 293
ALTMIŞ İKİNCİ SOHBET 309
ABDÜLK ve Acirc;DİR GEYL ve Acirc;NÎ'NİN VEFATI 405
Eserlerinden bazılan şunlardır:
Günyetü’t-tâlibîn,
Fütûhu’l- Gayb,
Hizbü’l-beşâiri’l-hayrât,
Cilâü’l-hâtir,
Melfûzât-ı Geylânî,
Mektûbât,
Sırru’l-esrar ve Mazharu’l-envar,
es-Sirâcu’l-vehhâc fi Leyleti’l mi’rac,
el-Fethu’r-rabbânî,
el-Fuyûzâtü'r- rabbâniyyefi’l-Evrâdi’l-Kâdiriyye,
Behçetü’l- esrâr,
el-Mevâhibü’r-rahmâniye ve’l-Futûhu’rrabbâniyye fi Merâtibi’l-ahlâki’s-seniyye ve’l Makâmâti’l-irfâniyye,
Yevâkitü'l-hikem,