Tükendi
Gelince Haber VerGül Peygamberimizin güllerinin biricik kızlarının anlatıldığı eşsiz sade dilli eserdir.
Yüce Allah’a hamd, Kâinatın Efendisine, ve Acirc;l ve Ashabına, Etbâına, onların nurlu yollarını yol edinen-lere salât ve selâm olsun.
1987 yılından itibaren, ciddi bir şekilde çalışmakta olduğumuz "Peygamberimiz Efendimizin Han im-lan, Kızları ve Torunları" adlı çalışma, her geçen gün farklı boyutlarda gelişme göstermiş; sürekli yeni bilgi ve bulgularla konu zenginlik kazanmaya devam etmiştir. Şüphesiz ki, üzerinde duruldukça, yine, yeni şeyler bulunacaktır.
Yapmış olduğumuz bu çalışma, özellikle ortaöğre-tim sonra da yükseköğretim öğrencileri için derslere taşınmış; bu arada da gerek yurt içi, gerekse yurt dı-şında, konferans, seminer, panel, sohbet ve söyleşi olarak geniş kitlelere ulaştırılmıştır. Böylece konu ile aynileşme fırsatı yakalanmış; yıllardır onların kuşattığı bir ruh dünyasına girme gayreti ile, onlarla onlara ulaşılmaya çalışılmıştır.
Bilindiği gibi gül, güzelliği ve zerâfeti temsil eder. Herşeyden önce sevgilidir gül; bütün güzellikler ona yakıştırılır. Peygamberimiz Efendimiz (s.a.) gülü ve gül kokusunu çok sevdiği için, İslâm edebiyat ve tasavvu-funda Efendimizi temsilen sembol olarak gül kullanıl-mıştır. Çünkü O’nun mübarek teri de, gül gibi kokar-dı. Gül, sevginin yanında aynı zamanda aşkı, muhab-beti de temsil eder. Bütün bunlar Peygamberimiz Efendimiz (s.a.)’de, fazlasıyla mevcut olduğu için, O’nu "Gül" diye vasıflandırma cesaretini göstererek, sevgili kızlarına da "Güller"dedik. Böylece "Gülün Gülleri" oluştu. Ve büyük bir kısmı çeşitli dergilerde, bölümler halinde yayınlanıp, çok büyük bir ilgi gördü. Şimdi de elinize kitap olarak geçmiş bulunuyor. Efen-dimizin hanımlarını da, yine Efendimizin hayatı ile be-raber işlemeye çalıştık, inşallah en kısa zamanda o da elinizde olacaktır.
Peygamberimiz Efendimiz Aleyhisselâmın hayatı-nı incelerken, Onunla birinci derecede ve sürekli be-raber olanları da, aynı ciddiyetle incelememiz kaçınıl-mazdır.
Biz bunları üç grupta ele alıyoruz. Birinci grubu oluşturanlar Peygamberimiz Efendimiz (s.a.)’in sevgili eşleri; "Ezvâc-1 Tâhirat".
ikinci grubu oluşturanlar Efendimizin sevgili kızla-rı; "Benâtü’n-Nebi".
Üçüncü grubu oluşturanlar da, fazilet sırasına gö-re Efendimizin sevgili arkadaşları, genel anlamda, "Sahâbe-i Kirâm" efendilerimiz...
Bilindiği gibi, dünya üzerinde hayatı hakkında en çok kitap yazılan kişi, Peygamberimiz (s.a.) Efendimiz- dir. Peygamberimizin hanımları hakkında da, çeşitli ve-sile ve amaçlarla çok sayıda eser yazılmıştır. Fakat sev-gili kızları hakkında, böyle bir çalışma yapılamamıştır.
Ancak Hz. Fatıma, bir hayli fazla yazıldı, anlatıldı. Fakat bir bütünlük içinde, Efendimizin kızlarının dördü birden verilemedi. Kaynaklarımızda biyografik olarak her biri, ayrı ayrı anlatılmaktadır. Fakat hepsi kısaca ve genel bilgi verir türden yazılmıştır. Yani hepsi bera-ber bir aile bütünlüğü içinde verilememiştir.
İşte bu boşluğu gördüğümüz ve kıyamette şefaat-lerini; âhirette de komşuluklarını arzu ettiğimizden dolayıdır ki, böylesine ciddi bir konuyu ele aldık.
Biz burada, Peygamberimiz Efendimiz (s.a.)’in sevgili kızlarını, dolayısıyla damatlarını da incelemeye çalıştık. Fakat konumuz itibariyle, Efendimizin sevgili kızlarına daha çok yer verdik.
Onları aile hayatları donuk bir şekilde değil; tatlı bir ahenk içinde sürüp gidiyordu. Çünkü onların gö-nül topraklarına marifetullah gülleri dikilmişti. Bundan dolayı her şeylerinin başına Allah rızasını almışlar; Peygamber babaları ve emektar annelerinden sonra, sevgili eşlerine de gönül kapılarını sonuna kadar aç-mışlardı. İçeri "buyur" etmişlerdi onları; çünkü içeri "buyur" edilmişlerdi kendileri de...
Onlar Peygamberimiz Efendimiz (s.a.)’e ait nuru ilk elden alıp, pürüzsüz bir şekilde gönül aynalarına nakşetmişlerdi. Bundan dolayı sadece yüzleri değil; gözleri de, gönülleri de ışık ışıktı onların. Öylesine ör-nek bir hayat yaşamışlardı ki, kocaları da aradıkları her şeyi sevgili eşlerinde bulmuşlardı... Çünkü onlar, gülün gülleriydiler...
Alanındaki temel kaynakların -mümkün olduğu kadar- tümüne inilerek, ana kaynaklar yanında, asrı-mızdaki eserler de incelenip, tarihi olaylara dayanıla-rak, derleme ve kurgulandırma ile oluşan bu eser; sa-dece Allah ve Rasûlü’nün rızasına yönelik mütevazı bir çalışmadır. Sevenin, sevgilisine yol bulma gay-reti ile oluşan, radyofonik senaryodur. İnanmış, tes-lim olmuş ve Onlar’sız İslâm’ın anlaşılamayacağının ve anlaşılmasına çalışmanın çabasıdır...
Okuyucunun dikkatlerini dağıtmamak için, dipnot verilmemiş; ilgili kaynakların büyük bir kısmı, kitabın sonuna sayfaları da belirtilerek eklenmiş olup, daha geniş bilgi edinmek isteyenler için, bu şekilde bir ko-laylığın sağlanması yoluna gidilmiştir. Temel kaynak-lar, müelliflerinin vefat yıllarına göre başa alınmış; di-ğer kaynaklar da, alfabetik harf sırasına göre düzen-lenmiştir.
Eserin yazılışında, ilgili olayları, mümkün olduğu kadar canlandırıp hareketlendirerek, olayların şahısla-rını ve diğer kahramanlarını konuşturmak suretiyle, daha kolay anlaşılır bir şekle sokulmuştur. Ancak bü-tün bunlar hayal mahsulü şeyler olmayıp, konular ta-mamen ilgili kaynaklardan alınarak, sadece bir kısmı karşılıklı konuşma haline dönüştürülmüştür. Aynı za-manda da, değişik kaynaklarda dağınık bir şekilde an-latılan olaylar, bir araya getirilerek, birbirine bağlanıp, konu bütünlüğü içinde verilmeye çalışılmıştır.
Sahâbe-i Kirâm efendilerimiz, O ne yaptıysa ay-nısını yapmaya çalışıyorlardı. Hiç tereddütsüz ve yo-rumsuz olarak; oturup kalkmasını, yiyip içmesini, yü-rüyüşünü... Üzerinde düşünmeye gerek duymadan; O yaptığı için yapmak. Bu bir inanç meselesiydi; aşk meselesiydi. Sevenin, sevgilisine bağlılık destanı... Sevdiğini yüreğinde taşıyan seven, sevdiği ile aynile-şir. Onunla bütünleşme sürecine girer. Yeter ki, O razı olsun; O hoşnut olsun. Herşeylerini O’na feda etme-nin sırrıdır bu.
Satırlara, sayfalara, kitaplara, ciltlere sığmaz bir hayat!.. Her biri birer gül değil; her biri birer gülis-tan... Her biri uçsuz bucaksız birer gül bahçesi...
İşte böylesine bir bahçeye gül derlemeye girdik; ancak, kuru bir iki yaprak ile huzurlarınıza çıkabildik. Eksiklik onlarda değil, bizdeydi. Öncelikle onların şe-faatlerine, sonra da sîzlerin hoşgörülerinize sığınarak; o yolun yolcuları olmamız arzusuyla...
Gayret bizden, tevfîk Allah’tandır...
İÇİNDEKİLER
Peygamberimiz Efendimiz (s.a.) ve
Sevgili Kızlarına Arz 13
O’nu Sevmek 15
Beni Örtünüz 19
Bu Ümmetin Peygamberinin Kızı Olmak 23
İlklerin İlkleri 28
İnandım, Sen de İnanır Mısın? 32
Kendinizi Ateşten Koruyunuz 39
O’nun Kızını Boşa 46
Cici Kız 55
Sabır 60
Habeşistan Hicreti 71
Boykot veya Abluka 88
Hüzün Yılı 100
İsrâ ve Mi’râc 109
Akabe Biatları 120
Hicret 129
Medine 135
Hazreti Rukiye’nin Vefatı 138
Kolye 146
Ayrılık 155
Medine-i Münevvere’de Hayat 174
Evlilik 177
Birliktelik 195
Uhud 205
İfk 210
Hendek 214
Kavuşma 217.
Hudeybiye 235
Hazreti Zeyneb’in Vefatı 237
Büyük Fetih 243
Hazreti Ümmü Gülsüm’ün Vefatı 248
Peygamber Çiçeği 252
İbrahim’in Vefatı 257
Veda Haccı 261
Peygamberimiz Efendimiz Aleyhisselâmın Vefatı .. 264
O’nsuz Hayat 271
Hazreti Fâtıma’nın Vefatı 284
Özür 288
<