Tükendi
Gelince Haber VerKabir Alemi (İmam Celaleddin Es-Suyüti)
YAYINEVİNİN TAKDİMİ
Kâinât safhalarında insanı ebedlere doğru sevk eden ve bu sevkiyat içinde onu bir takım vazifelerle sorumlu tutan Allah’a sonsuz şükürler olsun ki, bu yolculuğun önderi olan Fahr-i Kâinât efendimizin lisanından sâdır olan hadîslerle, Âl ve Ashabının işittiği ve bize kadar naklen gelen hadiselerle aydınlanan «Kabir Âlemi» hakkındaki bu kitabı neşretmeyi bize nasib etti. Bu asırda insanoğlu maddiyat içinde bunalım geçirirken, ilim çevrelerince Âhiret yolculuğunu anlatan ve îmam SÜYÛTÎ gibi çok değerli bir âlimin tahkikatı olan bu kitabın, biz insanlar olarak, âhiret yolculuğuna hazırlanmamıza ışık tutacağına inandığımız için KAHRAMAN YAYINLARI olarak neşretmeyi uygun bulduk.
Kahraman Yayınları olarak, bu kitabı neşretmekteki gayemiz; musîbetzedelere, âhirete göç etmeye yaklaşanlara hizmet etmek, İslâm klasiklerini Arapça ve Türkçe olarak neşretmeyi dini ve İlmî bir vazife bildiğimiz için, ve bu kitap kabir ve ruh hakkında pek çok delillere dayalı bir araştırma mahsulü olduğundan okuyucularımızın istifadesine sunmayı vazife telakki ettik.
Tevfîk ve Hidâyet Cenâb-ı Hak’tandır.
MÜTERCİMİN MUKADDİMESİ
Allah (Celle Celâlûhü) hem adildir, hem hakimdir. Onun hikmeti, kainatta faidesizlik ve fazlalığa yer vermemiştir. Bu hikmetinin gereği her millete, ilmi bir meseleyi ilham eder, dolayısıyle diğerlerine de o meseleyi dillerine tercüme etmeyi emreder. O mesele tercüme edilip her millete mâl olunca en kısa bir yoldan insanlık âlemi ilim, irfan içi¬ne girmiş olur. Cehalet ve fakirlik karanlıklarından kurtulur. Allah’ın hem adaleti hem hikmeti gerçekleşmiş olur.
Bu Allah’ın kainata koyduğu bir kanundur. Kainatta hiç bir şey fazla ve yersiz değildir. Bir şey zahiren çirkin görünse de altında bir çok güzel gerçekler saklıdır, ölüm gibi!..
Eski çağlardaki insanlık, kainatın kanunlarından uzak, karışıklık olan vahşete yakın olduklarından, bu gibi ilhamlara mazhar olamadıkları gibi, tercüme etme imkanları da yoktu. Onun için Allah her bir kavme ayrı bir Peygamber gönderirdi. Fakat İslam’ın gelmesiyle beşeriyet sosyal hayata girdi, bir millet hükmüne geçti, bir Peygamber hepsine kafi geldi. Bu sefer tercümeye ihtiyaç hasıl oldu.
İşte bu sosyal vazifeden bir numune olarak «Vahy’in mazharı Peygamber Efendimizin» lisaniyle aydınlanan kabir alemi hakkında olan bu kitabı tercüme ettim.
Bir iki ufak tercüme hariç bu benim ilk tercüme ettiğim eser sayılır. Terceme tekniği olarak, asla bağlı kalmamayı esas edindiğim, ve dillerin simetrik olmadığını bildiğim halde, aslına bağlı kaldım, diyebilirim. Çünkü, Peygamber efendimizin ağzından çıkan hadislerin çoğu, «Cevami’ul-kelim»dir, özlü ve kapsamlı ifadelerdir. O özelliklerini kaybetmemek için tercemede çoğunlukla simetrik sistemi (aslına benzer şekil) esas aldım.
Ayrıca, kitap 800 sene önceki uslupla telif edildiği için ister istemez tercemesine rekâket verdi.
Kitabın içindeki, hadis ve hadiselerin güvenilir olup olmadığını, bizzat müellif İmam Süyuti’den sormak lazım. Kendisi de hadislerin çoğunu mutemed hadis kitaplarından nakletmektedir. Hadiselere gelince; madem insanlık aleminde öyle olaylar zaman zaman görünmektedir ve aklen öyle şeylerin olması muhal değildir, tüm olarak onları red etmeye gerek yoktur. Meğer ki, bu asrın maddeciliğinin tesirinde kalmış olunsun.
Malumdur ki, Kur’an gayba inanmayı bir esas, bir fazilet, insan ruhunun bir basireti olarak gösteriyor.
Bir defa, insan gaybi şeyleri kabul ettikten sonra, artık bu dünya kanunlarına alışmış olan zihnine sığdıramadığı şeyleri red etmesi gerekmez.
İslâm kitaplarında, maddecilik, sayısız deliller ile çürütüldüğünden, burada delil getirmeye ihtiyaç hissetmiyorum.
Yanlız, kitab’m içinde geçen, ruh, melek, cin evsafı ve gayb aleminin çeşitli meseleleri ve sahabenin sözleri ve diğer alimlerin görüşleri, izah, tahkik ve tarif isteyen konulardır. Her birisi, başlı başına bir kitap olacak kadar yorum ve ispatlama gerektiriyor. Şimdilik vaktim müsait olmadığından yalnız bir numune göstereceğim. İşte:
«Peygamber Efendimiz Mirac’a çıktığında gayb aleminde faiz yi-yenleri görmüş, onların Firavun milleti yolunda olduklarını beyan etmiş». Bu, mealdeki satırları tercüme ederken kendi kendime sordum : Neden Nemrut milleti değil de Firavun milleti. Sonra baktım, faizciliğin en fazla hakim olduğu asır bu yaşadığımız asırdır ve eski tarihte, medeniyet olarak bu asra en fazla benzeyen Firavun medeniyetidir.
Demek Peygamber Efendimiz, kendisinden 2000 sene önce ve sonrayı görmüş. Demek gördüğü herşey haktır. Bize düşen O’na uy¬mak. .. O ’nun sünnetini yaşamak, dünyada ve ahirette huzur ve saadet bulmaktır. İman Allah’tandır, vesvese şeytandandır. Allah sekeratta hepimizi şeytan’ın şerrinden kurtarıp, imanla kendisine kavuştursun. Amin.
Bahaeddin Sağlam Fatih 30.12.1984
İÇİNDEKİLER :
Yayınevinin takdimi 5
Mütercim’in Mukaddimesi 7
İmam-ı Sûyûti’nin hayatı ve eserleri 9
Mukaddime 15
Ölüm’ün başlangıcı 17
Mal ve vücuda bir zarar geldiği zaman ölümü istemek ve gelmesine dua
etmekten sakındırma 18
Allah’a itaat ile geçen uzun ömrün üstünlükleri 21
Dini bir fitne korkusundan dolayı ölümü istemek ve gelmesine
dua etmenin cevazı 23
Ölümün üstünlükleri 31
Ölümü anmak ve ona hazırlanmak 43
Ölümü zikretmeye yardımcı olan şeyler 52
Allah’a hüsn-ü zan etmek ve ondan korkmak 54
Ölüm elçisi 59
İyi sonuc’un alametleri 60
Ölümün yaklaşması, ölümün keyfiyeti ve zorluğu 62
Ölüm hastalığında insan'ın diyeceği şeyler, sekeratta üzerine okunacak ve telkin edilecek şeyler ve kişi öldüğü, gözünü kapadığı
zaman söylenecek şeyler 78
Ölüm meleği ve yardımcıları hakkında gelen hadisler 87
Eceller her sene tayin edilir 107
Ölü başında duran melek ve ruhaniler sekeratta olan’m gördükleri ve işittikleri, müminin müjdelendikleri ve kafirin korktuğu şeyler 109
Ölenin ruhunu diğer ruhlar’ın karşılamaları ve bir araya gelip soruşturmaları 165
Ölünün kendisini yıkayanı, teçhiz edeni tanıması ve kendi
hakkında leh ve aleyhteki sözleri işitmesi 171
Meleklerin cenazelerle yürümesi ve söyledikleri şeyler 177
Yer ve göğün ölen mümine ağlaması 173
İnsan’ın yaratıldığı toprağa defn edilmesi 182
Defin ve telkinde söylenecek şeyler 188
Kabir herkese daralır 193
Faideli bir mesele 199
Kabir fitnesi ve meleklerin sorulan 208
Bazı faideli meseleler 240
Kabirde sorguya çekilmeyenler 247
Faideli bir mesele 255
Kabr’in korkunçluğu mümine kolaylığı ve genişliği 256
Bu konu ile ilgili bir kaç bab (konu) 264
KABİR AZABI 269
Kabir Azab’ında kurtaran şeyler 302
Ölüler’in kabirdeki halleri ve kabre alışmaları, Ölüler kabirde namaz kılar
Kuran okur, ziyaretleşir ve her türlü nimetten yararlanırlar 310
Konu ile ilgili bir bab (konu) 331
KABİR ZİYARETİ; Ölülerin ziyaretçileri tanıması ve onları görmesi 333
1.Mühim bir mesele 336
2.Mühim bir mesele 372
Ruhlar’m makamı = Berzah Âlemi 374
Faydalı bir mesele 415
Faydalı bir mesele 417
Her gün ölünün Cennet veya Cehennemdeki yeri ona gösterilir 425
Dirilerin amelleri ölülere arz edilir 428
Ruhu güzel makam’mdan alıkoyan şeyler 433
Vasiyet etme 436
Ölüler ile ruhları rüyada görülür 438
Ölüleri rüyada görenlerden bir mikdar rivayetler 448
Ölüler sağların sövmesinden eziyet görürler 495
Ölü üzerine ağlamakla eziyet görür 497
Ölünün eziyet gördüğü diğer şeyler 502
Hafaza melekler, kabri terketmezler 504
Kabirde ölüye menfaat veren şeyler 505
Ölüye veya kabr’in üzerine Kur’an okuma 521
Ölümden hemen sonra cennete girmeye vesile olan ameller 530
Peygamberler ve onlar gibi olanlardan başka diğer ölülerin cesedi
çürür ve vücutları kokuşur 531
Ruhla ilgili bazı meseleler 536