Tükendi
Gelince Haber VerKur'an Yolu Türkçe Meâl ve Tefsir
Kur’an-ı Kerîm, Hz. Muhammed aleyhisselâmın yirmi iki yıldan fazla süren (610-632) peygamberliği zarfında aldığı vahiyleri ihtiva,etmekte-dir. Hz. Muhammed’in (a.s.) peygamberliğinin ilk dönemlerinden beri Kur’an, müslümanlar tarafından, yalnızca ilâhî kelâmın yaşanan tarihe bir müdahalesi olarak değil, aynı zamanda bir ibadet ve tilâvet kitabı ola-rak telakki edildiği için, inen âyet ve sûreler Hz. Peygamber’in gözetimi altında büyük bir titizlikle kayda geçirilerek geniş kitlelere intikal ettiril-miş ve sürekli okunmuştur. Hatta ilk müslümanlar arasında, gelen vahiy-leri gücü nisbetinde ezberleyenlerin yanı sıra, kendisi için özel mushaf yazan sahâbîlerin de bulunduğunu biliyoruz.
I. Halife Hz. Ebû Bekir döneminde vuku bulan Yemâme savaşında Kuranın nüzûlüne tanık olmuş çok sayıda hâfız sahâbînin şehid düşmesi üzerine, 633 yılında, Hz. Peygamber’in vahiy kâtiplerinden hâfız sahâbî Zeyd b. Sâbit’e, Hz. Peygamber’in yazdırdığı Kur’an metinlerini, diğer hâfız sahâbîlerin şahitliğine de başvurarak bir mushaf haline getirme görevi verilmiştir. Zeydb. Sâbit, sahâb ilerle istişare ederek yaptığı titiz bir çalışma sonunda muhtelif malzemelere yazılmış olan Kur’an metinleri-ni mushaf haline getirmiştir. Kur’an metni tertip edilirken âyetlerin iniş sıraları veya konu bütünlüğü esas alınmamış, baştan beri Hz. Peygamber tarafından öğretilen tilâvet sırasına riayet edilmiştir.
Fütuhat faaliyetinin sınır tanımadığı III. Halife Hz. Osman döneminde, İslâm coğrafyasının genişlemesi dolayısıyla farklı bölgelerde Kur’an âyet-lerinin farklı şekillerde okunması, özellikle ilk müslümanlarla İslâm’a yeni girenler arasında ihtilâflara sebep olmuştur. Kısmen henüz sessiz harfleri birbirinden ayıran noktaların ve sesli harfleri gösteren hareke-lerin bulunmadığı Arap yazısının o günkü yetersizliğinden, kısmen de mahallî lehçe farklılıklarından kaynaklanan bu kıraat ihtilâfı, esasen Hz. Peygamber’in izin verdiği doğal bir durum olmasına rağmen, o günkü siyasî irade, muhtemel karışıklıkları gidermek amacıyla kıraat farklılıklarını en aza indirecek bir çalışma yapmayı öngörmüştür. Yine Zeyd b. Sâbit’in başkanlığını yaptığı bir komisyon, birkaç yıl süren çalışması sonucunda, biri bulunmaktadır. Bu zenginliğe rağmen kamuoyunun mâlûmu olduğu üze-re, toplumumuz muhtelif vesilelerle Diyanet İşleri Başkanlığı’mn çağdaş ihtiyaçlara cevap verecek yeni bir Kur’an tefsiri hazırlatması talebini dile getirmekteydi. Başkanlığımız bu talepler doğrultusunda, uzun yıllardan beri benimsemiş olduğu ülkemizin ilâhiyat alanındaki birikiminden âza-mi ölçüde yararlanma politikasının bir gereği olarak, Prof. Dr. Hayreddin Karaman, Prof. Dr. İbrahim Kâfi Dönmez, Prof. Dr. Sadrettin Gümüş ve Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı’dan oluşan komisyonun titiz çalışması sonucu hazırlanan ve bilâhare Din İşleri Yüksek Kurulu’nun tedkikinden geçen elinizdeki Kur' an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir isimli eseri yayımlamaya katar vermiştir.
Tefsir tarihi üzerine yapılan çalışmalar, tefsirler arasındaki yorum fark-lılıklarının arkasında, müfessirin fikrî eğilimi, uzmanlık alanı ve siyasî tutumu gibi kişisel unsurların yanı sıra, müfessirin yaşadığı çağın ihtiyaç ve imkânları gibi toplumsal unsurların da yattığını göstermektedir. Bu durum, Kur’an tefsiri alanındaki çok sesliliğin sebeplerini anlamamızı kolaylaştırdığı gibi, tarih boyunca neden tek bir tefsirle yetinilemediğini de anlaşılır kılmaktadır. Bunun başlıca sebebi tefsir faaliyetinin, özü itibariyle sübjektif olan "yorum"dan ibaret olmasıdır. Tefsir faaliyetinin sübjektif karakteri sebebiyle, bugün için de, okuyucusunu bütün diğer tefsirlerden müstağni kılacak ve Kur’an’ı anlama konusundaki sorunları giderecek bir tefsirden söz etme imkânı yoktur. Buna bağlı olarak herhan-gi bir tefsirin Diyanet İşleri Başkanlığı’nca neşredilmiş olması, o tefsire resmî bir hüviyet kazandırmaz. Başkanlığın yaptığı, yayınlar konusunda dine ve topluma karşı sorumluluğu, ilme uygunluğu esas almaktır.
Elinizdeki tefsir, günümüz müslümanlarımn ihtiyaçları göz önünde bulundurularak ve klasik tefsir birikiminden yararlanılarak hazırlanmış değerli bir çalışma olup, uzmanlık alanlarında yetkin bilim adamlarından oluşan bir heyet tarafından kaleme alınmış olma gibi bir imtiyaz taşımaktadır.